– “Kişinin kendi malı hayır ve iyilikler yaparak infak edip önceden gönderdiği mallardır. Mirasçısının malı ise harcamayıp geriye bıraktığı menkul, gayri menkul her türlü maldır”, buyurdu. (Buhari)
– “Her sabah yeryüzüne iki melek iner. Biri: -Ya Rabbi, infak edip iyilik edenin malının yerine yenisini ver, der. Diğeri de: -Ya Rab cimrilik edenin malını telef et, diye dua eder.” (Buhari, Müslim)
– “Ey Adem oğlu, infak et(malını hayır yolunda sarfet ki) sana da infak(Allah sana karşılığını hem bu dünyada ve hemde ahirette versin) olunsun.” (Buhari, Müslim)
– “İnfak et, sayıp durma, sana da sayı ile verilir, fazlalık malını ve paranı muhtaç kimselerden esirgeme, senin de rızkın engelenir.” (Buhari, Müslim)
– “Cimri ise bir şey vermek istediğinde zırhın halkaları birbirine iyice geçer ve onu sıkıştırır. Genişletmek için ne kadar çalışsa da başaramaz, infak etmek ister de bir türlü infak edemez.” (Buhari, Müslim)
– Hz. Enes (R.A) şöyle demiştir: Ebu Talha hurmalık bakımından ensarın en zenginlerinden idi. En sevdiği malı da Mescid’in karşısındaki Beyruha denilen hurma bahçesiydi. Peygamber (S.A.V) bu bahçeye girer ve oradaki tatlı sudan içerdi. Enes sözüne devamla dedi ki: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça en iyi olan hayra ve cennete ulaşamazsınız.” (3 Al-i İmran 92) ayeti nazil olunca Ebu Talha Rasulullah (S.A.V)’in yanına gelerek: -Ya Rasulallah “Allah sana sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça en iyiye erişemezsiniz”, ayetini gönderdi. Benim en sevdiğim malım ise Beyruha adlı bahçedir. O Allah için sadakadır. Allah’tan onun sevabını ve ahiret azığı olmasını dilerim. Burayı Allah’ın sana gösterdiği şekilde kullan, dedi. Bunun üzerine Rasulullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Aferin sana bu ne kârlı ve ne iyi bir maldır, dediğini işittim. Fakat ben bu malı akrabalarına vermeni uygun görüyorum”, dedi. Ebu Talha: -Öyle yapayım ya Rasulallah, dedi ve bahçeyi akrabaları ve amca çocukları arasında taksim etti. (Buhari, Müslim)
– “Namaz, oruç ve zikir Allah yolunda infak üzerine yediyüz misli katlanır.” (Ebu Davud)
– “Ashabıma sebbetmeyin (dil uzatmayın). Nefsim elinde olan Zât-ı Zülcelâl’e yemin olsun (sizden) biri, Uhud dağı kadar altın infak etse, onlardan birinin infak ettiği bir müdd’e hatta yarım müdd’e bedel olmaz.” (Müslim)
– Hz. İbnu Ömer (radıyallahu anhüma) anlatıyor: “Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) minberde, sadakadan ve dilenmeye tevessül etmemekten bahsettiği sırada: “Üstteki el, alttaki elden hayırlıdır!” buyurdu. “Üstteki” infak eden “alttaki” de dilenen demektir.” (Buhari, MüsIim)
– “Sen, Ehlikitap olan bir topluma gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey, Allaha ibadettir. Onu bilip anladıklarında, Allahın günde beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Bunu kabul edip uygulamaya başladıklarında, Allahın, onlara, mallarından, zenginlerden alınıp, fakirlere verilecek olan zekâtı farz kıldığını bildir. Zekât alırken, halkın gözünde kıymetli olan mallarından uzak dur. Zulme uğrayanın bedduasından da kaçın. Çünkü, onun bedduası ile Allah arasında hiçbir perde yoktur.” (Buhârî)
– “Kıyamet gününde, fakirlerden dolayı zenginlerin vay hâline! Çünkü onlar şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Bu zenginler bize haksızlık ettiler. Senin, bizim için onlara farz kıldığın hakkımızı vermediler.” Allah teâlâ da şöyle diyecektir: “izzetim ve Celâlim hakkı için, sizi yaklaştıracağım, onları uzaklaştıracağım.” (Taberânî)
– “Gerçek fakir, bir veya iki lokma, ya da bir veya iki hurma ile baştan savulan değildir, asıl fakir, ihtiyacını giderecek bir şey bulamayan, kendisine sadaka verilmesinin zarureti bilinmeyen ve kalkıp insanlardan da dilenmeyen kimsedir.” (Buhârî)
– “Kulların sabaha kavuştuğu hiçbir gün yoktur ki, iki melek inip, biri: “Allahım! Allah için veren kimsenin verdiği malın yerine daha iyisini ver!” Öbürü: “Allahım! Vermeyip, elinde tutanın malına telef ver!” demesinler.” (Buhârî)
– “Bir müslüman, sevabını Allahtan umarak çoluk çocuğuna bir harcama yaparsa, bu onun için bir sadaka olur.” (Buhârî)
– “Yarım hurma ile de olsa ateşten korunun. Bunu da bulamazsanız, gönül alıcı güzel sözler söyleyin.” (Buhârî)
– “Allah için vermekle mal eksilmez. Allah, affeden kulunun şerefini daha da artırır. Allah için tevazu göstereni, Allah daha da yükseltir.” (Müslim)
– “Yüksek el, alçak elden daha hayırlıdır. Bakmaya yükümlü olandan başla. En hayırlı yardım, ihtiyaç dışındakinden verilendir. Kim iffetli davranmak isterse, Allah onu iffetli kılar. Kim insanlardan bir şey beklemezse, Allah onu kimseye muhtaç etmez.”(Buhârî)
– “Herhangi bir müslüman, bir ağaç diker, ya da bir ekin eker de, ondan kuş, ya da insan, veya hayvan yerse, mutlaka karşılığında bir sadaka sevabı alır.” (Buhârî)
– “İnsanın, her bir organı için, her gün verilmesi gereken bir sadakası vardır. iki kişi arasında adâletli davranman bir sadakadır. Binitine binerken birine yardım etmen, onu üzerine bindirmen veya yükünü onun üzerine yüklerken yardım etmen, bir sadakadır. Güzel bir söz de bir sadakadır. Namaza gitmek üzere attığın her adım bir sadakadır. Yoldan insanları rahatsız edici bir şeyi kaldırman da bir sadakadır.” (Buhârî)